Meraklı Tilkinin Macerası

Merhaba çocuklar, şimdi size Meraklı Tilkinin macerasını anlatacağım. Meraklı, ormanda yaşayan kurnaz bir tilkiydi. Ormandaki diğer hayvanlar ona meraklı ismini vermişlerdi. Çünkü meraklı her şeye burnunu sokmayı severdi. Yağmur çamur demeden her gece ormanda dolaşır, her yeri koklar, Bulduğu her şeyi kapıp kaçardı.

Yine bir gece Meraklı etrafı dolaşmaya çıktı. Çalıların arasında yürürken burnuna değişik bir koku geldi. Kokunun geldiği yere doğru yöneldi. İyice yaklaştı ve yerde iki komik şey gördü. Meraklı karanlıkta bulduğu şeyin ne olduğunu tam anlayamadı. Bulduğu komik nesneleri ağzıyla tuttu, aydınlık bir yere koydu. Bunlar bir çift spor ayakkabısıydı. Meraklı tekrar ayakkabıları ağzıyla tuttu ve oradan uzaklaştı.

Yolda evine doğru giderken, Meraklı’nın ayakları üşüdü. Spor ayakkabıları giysem ne güzel olur, dedi kendi kendine. Bir köşeye çekildi ve ayakkabıları rahatça giydi. Aa neler oluyor? Meraklı spor ayakkabıları giyer giymez ayakları yerden kesildi, havalanmaya başladı. Spor ayakkabılar sihirliydi ve ayağına giyeni uçuruyordu. Meraklı yavaş yavaş yükseldi. Ağaçların en yüksek dallarından daha da yükseklerdeydi.

Ormanların nehirlerin üzerinden süzüldü. Çok farklı diyarlara gitti. Uçmak ne güzelmiş diye haykırdı. Meraklı gökyüzünün maviliğine doğru, keşke kuş olsaydım, bu keyfi hep yaşardım diye geçirdi içinden. Meraklı uçtu, uçtu, Uçtu ve bir çiftliğe kondu. Spor ayakkabılar onu bir çiftliğe getirmişti. Meraklı nereye geldiğini henüz anlayamamışken büyük bir gürültüyle irkildi. Meraklı korktu.

Büyük bir fıçının arkasına saklandı. Bu ses uykusunda horlayan kocaman bir köpekten geliyordu. Meraklı bir an önce buradan uzaklaşmalıyım diye düşündü. Meraklı saklandığı fıçının arkasından gizlice kaçmaya çalışırken fıçı devrildi. Uyuyan köpek bu sesi duyunca sinirli bir şekilde uyandı ve Meraklı’ya hırladı. Meraklı köpeğin uyandığını görünce paniğe kapıldı. Ama endişe etmesine gerek yoktu. Çünkü spor ayakkabıları onu oradan uzaklaştırmıştı bile. Aslında Meraklı’nın köpekten korkması çok gereksizdi. Sonuçta onu uçuran ayakkabıları vardı. Hooo! Meraklı bu defa büyük bir kaya’nın yanına indi.

Meraklı yine etrafına bakınmaya başladı. Tam da o esnada yüksek sesli bir hapşırık duydu. Meraklı sesin kimden geldiğini anlamak için kaya’nın diğer tarafına geçti. ”Aa O da ne? Ne kadar büyük bir Salyangoz! Diye haykırdı. Salyangoz meraklıya kim olduğunu sordu. Meraklı, ona kendini tanıtarak nasıl kaybolduğunu anlattı.

Evine dönmek istediğini söyleyerek, ondan bu konuda kendisine yardımcı olmasını rica etti. Salyangoz meraklıya, sana yardım edecek bir arkadaşın var. Ona seni ben götürmek isterdim ama çok hastayım. Şimdi beni iyi dinle. Sana gideceğin yeri tarif edeceğim dedi. Salyangoz Meraklı’ya yardım edecek arkadaşının yerini güzelce anlattı. Meraklı ona teşekkür etti ve gitmesi gereken yöne doğru yürümeye başladı.

Meraklı yürümeye başlar başlamaz, spor ayakkabılar onu tekrar uçurmaya başladı. Meraklı, acaba bu sihirli ayakkabılar beni Salyangoz’un tarif ettiği yere götürebilecek mi? Diye düşünmeye başladı. Derken bir çölün üzerinden geçtiklerini Fark etti. Büyük büyük kaktüsler vardı her tarafta. Yaşadığı ormandan çok farklıydı çöl. Her taraf kumlarla kaplıydı. Evimi özledim. Keşke ormandan hiç çıkmasaydım diye düşündü. Spor ayakkabılar onu yine yere indirmişti.

Bu kez karşısında çıngıraklı bir yılan vardı. Umarım spor ayakkabılar beni Salyangoz’un arkadaşına getirmiştir” dedi kendi kendine. Meraklı yılana ”Merhaba, benim adım Meraklı, beni size Salyangoz gönderdi” diyerek başından geçenlere anlattı. Kendisini ormanına göndermesi için ona yalvardı. Çıngıraklı yılan bu isteği önce kabul etmedi. Meraklıya kibirli yaklaştı. Ama sonra Meraklıya yardım etmeyi kabul etti. Çıngıraklı yılan fısladı ve o anda Meraklı havaya yükseldi. Yeniden uçmaya başladı. Sihirli spor ayakkabılar Meraklı’yı karla kaplı dağların arasından rüzgâr gibi uçurdu.

Az gitti, uz gitti, deri tepe düz gitti. Meraklı sonunda, sihirli spor ayakkabıları bulduğu ormana ulaştı. Çıngıraklı yılan Meraklı’ya verdiği sözü tutmuştu. Onu çok özlediği ormanına kavuşturmuştu. Meraklı ormandaki evine doğru giderken, birden karşısına mavi pelerinli bir büyücü çıktı. Büyücü öfkeli gözlerle bakıyordu Meraklı’ya. ”Sonunda seni buldum. Sen, sihirli ayakkabılarımı çalan hırsızsın” dedi büyücü meraklıyı küçümseyerek. ”Seni, şapkamı mı hapsedeyim yoksa sümüklü bir böceği mi çevireyim?” diye sordu. Büyücü bir gün bile olsa, sihirli ayakkabılarından ayrı kaldığı

için çok üzgündü. Buna sebep olduğu için de Meraklı’ya çok kızgındı. Ona ceza vermek istiyordu. Meraklı, büyücünün sözleri karşısında korkuyla titredi. Yaptığının hırsızlık olabileceğini hiç düşünmemişti. Ayakkabıları çıkardı ve büyücüye verdi. Bir daha asla kimsenin eşyasını izinsiz almayacağına söz verdi. Üzgün, yorgun ve ağlamaklı bir ifadeyle yaşadıklarını anlattı.

Meraklı, Ne olur büyücü, bırak beni evime gideyim. İlk ve son kez affet beni. Çok yorgunum. İzin ver, evime gidip yatayım.” dedi. Büyücü meraklının sözlerinden ve halinden çok etkilenmişti. Onun doğru söylediğine inandı ve ona gitmesi için izin verdi. Büyücünün onu affetmesi üzerine meraklı, yavaş yavaş evin yolunu tuttu. Yürürken bir yandan da yaşadıklarını düşünüyordu.

Sihirli ayakkabılar onu çok uzak diyarlara götürmüştü. Başlangıçta eğlenceli olan bu durum sonradan onu telaşlandırmış, evini özlemişti. Merakla, yorgun argın yürüyerek nihayet evine geldi. Karnı çok açtı. O kadar yorgundu ki yemek yiyecek hali yoktu. Yatağına yattı. Çok geçmeden uykuya daldı. Sihirli spor ayakkabılar bu sefer de meraklının rüyasına girdi. Neyse ki bu bir rüyaydı ve kimseye zararı yoktu. Tilki giydi ayakkabıyı, gezdi onca diyarı, sonunda pişman oldu, döndü, yatağında uyudu.