Huzurlu Ada: Sevgi Çiçeği

Hoş geldiniz Huzurlu Ada'ya! Bu adada, nehirlerin şarkı söylediği, çiçeklerin gülümsediği, ve en önemlisi, sevgi ve dostlukla dolu bir atmosfer hüküm sürüyor. Bugün sizleri, adanın neşeli çocuklarından Zeynep'in macerasına götüreceğim. Zeynep, değerli bir ders öğrenmek için yola çıkıyor: Gerçek hazine, hediyelerin değil, kalpler arasındaki sevgi dolu bağların içinde yatıyor. Şimdi, Huzurlu Ada'nın sıcaklığı ve Zeynep'in öğrendiği değerlerle dolu masalına doğru yelken açalım. Hazır mısınız? Öyleyse başlayalım!

Bir zamanlar, uzak diyarlarda Huzurlu Ada adında, nehirlerin coşkulu şarkılar söylediği, yeşilliklerle bezeli bir ada varmış. Ada, bereketli toprakları ve berrak sularıyla meşhurmuş. Bu adada, tatlı bir rüzgar esintisiyle her şeyin daha güzel olduğu söylenirmiş. Bu masalımız da bu adada geçer.

Bir gün Huzurlu Ada‘nın kenarındaki küçük bir köyde, küçük bir kız çocuğu olan Zeynep yaşarmış. Zeynep, parlak gözleri ve gülümseyen yüzüyle adanın en neşeli çocuğuymuş. Fakat, bir şey onun kalbini buruk yaparmış: Arkadaşı Ali’nin ziyaret ettiği sırada, Ali ona bir hediye getirirken Zeynep’in elleri boş kalırmış. Bu durum Zeynep’i üzermiş.

Bir gün, Zeynep çiçeklerin arasında dolaşırken, ona doğru yavaşça yaklaşan bir yaşlı adam görmüş. Yaşlı adamın adı Hasan Dedeymiş. Hasan Dede, bilgelik dolu bakışları ve sıcak gülümsemesiyle adanın en sevilen kişilerinden biriymiş. Zeynep, Hasan Dede’nin yanına koşmuş ve ona sarılmış.

Hasan Dede, Zeynep’in üzgün olduğunu fark etmiş ve ona sormuş: “Küçük prensesim, senin gözlerindeki bu hüzün nedendir?”

Zeynep, Hasan Dede’ye Ali’nin kendisine sürekli hediyeler getirmesinden ve kendisinin hiçbir şey verememesinden bahsetmiş. Hasan Dede, gülümseyerek Zeynep’e yaklaşmış ve ona şöyle demiş:

“Sevgili Zeynep, gerçek hazine, ellerimizin avuçlarında ya da cebimizde değil, kalplerimizdedir. İşte bu yüzden, sevgi ve paylaşım, en değerli hediyelerdir.”

Zeynep, Hasan Dede’nin sözlerini düşünürken bir şey fark etmiş: Ona hediyeler veremese de, sevgi dolu bir gülümseme ve içten bir selam, en güzel armağanlardan biriymiş. Bu düşünceyle gülümseyen Zeynep, hemen Ali’yi bulmak için koşmuş.

Ali’yi bulduğunda, ona sadece bir çiçek vermiş. Fakat bu çiçek, sevgi ve samimiyetle dolu bir armağanmış. Ali, Zeynep’in hediyesini alırken, gözlerindeki mutluluğu görmüş ve ona sıcak bir kucaklaşma vermiş.

Artık Zeynep, hediyelerin değil, kalpler arasındaki bağın ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş. Huzurlu Ada’da, herkes birbirine sevgiyle bağlıymış. Zeynep ve Ali, bundan sonra hep birlikte oynamışlar, gülmüşler ve birbirlerini sevmişler.

Çünkü gerçek hazine, sevgi dolu kalplerin en değerli hazinesiymiş.

Huzurlu Ada’nın çocukları arasında sevgi çiçeği adını verdikleri bu masal, o günden sonra herkesin dilinden düşmemiş.

Ece Efnaz

Merhaba! Ben Ece! 1995 doğumlu, İstanbul'un masalsı sokaklarında büyüdüm. Masallarla dolu bir dünyada yaşamayı seviyorum ve kendi masallarımı yazmayı çok seviyorum. Siz de benimle birlikte sihirli dünyalara yolculuk etmek istemez misiniz?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu