Üç Küçük Domuzcuk Masalı

Üç Küçük Domuzcuk, üç farklı malzeme ile ev inşa eden üç domuz hakkında bir İngiliz halk masalı. Büyük kötü kurt, sırasıyla saman ve çubuklardan yapılmış ilk iki domuzun evini havaya uçurur, ancak üçüncü domuzun tuğladan yapılmış evini yok edemez.

Üç Küçük Domuzcuk masalımıza hoş geldiniz. Bir varmış, bir yokmuş. Anneleriyle birlikte küçük bir evde yaşayan üç küçük domuzcuk varmış. Artık evden ayrılıp kendi başlarına yaşamayı, kendi hayatlarını kurmayı öğrenmeleri gerekiyormuş. Bir gün anneleri, üç küçük domuzcuğu yanına çağırmış. “Yavrularım, artık bu evden ayrılma zamanınız geldi. Gidip kendinize yeni bir hayat kurun. Ama sakın bunu unutmayın. Dünyada ne yaparsanız yapın en iyilerini yapmaya çalışın.” demiş.

Ertesi sabah üç küçük domuzcuk biraz üzgün, biraz heyecanlı anneleri ile vedalaşmışlar ve düşmüşler yola. Biraz yol aldıktan sonra üç küçük domuzcuk kendilerine ev yapabilecekleri bir araziye gelmişler. En küçük domuzcuk yeni evini samandan yapmaya karar vermiş. Çünkü böylesi hem daha zahmetsiz hem de daha kolaymış.

Bir an önce evini bitirecek ve oyun oynamaya daha fazla zamanı kalacakmış. En küçük domuzcuk, evini bir günde bitirmiş ve diğer domuzlara seslenmiş. “Bakın ben evimi bitirdim bile” demiş. En büyük domuzcuk eve şöyle bir bakmış. “İyi de bu ev hiç sağlam görünmüyor. Ya kurt gelirse, ondan nasıl korunacaksın?” demiş.

En küçük domuzcuk abisini hiç umursamamış. “Hiçbir şey olmaz merak etme” demiş. Ortanca domuzcuk da evini tahtadan yapmaya karar vermiş. Ormandan topladığı ağaç dalları ile kendine küçük bir kulübe yapmış. Onun evini bitirmesi tam üç gün sürmüş. Bu ev saman evden biraz daha sağlammış. En büyük domuzcuk onun yanına gelmiş ve “Kardeşim iyi güzel yapmışsın da bu ev hiç sağlam görünmüyor” demiş. “Kurt gelirse bu ev seni koruyacak mı?” diye sormuş. Ortanca domuzcuk hemen cevap vermiş. “Hiçbir şey olmaz merak etme, bu ev çok sağlam” demiş. “Peki benden söylemesi, sonra uyarmadı deme” demiş büyük domuzcuk.

İki küçük domuzcuk yeni yaptıkları evlerinde keyif yaparken, en büyük domuzcuk sürekli çalışıyormuş. Çünkü o, evini tuğladan ve taştan yapıyormuş. Diğer domuzlar onun bu çabasını çok anlamsız buluyorlarmış. Sürekli oyunlar oynayarak vakit geçirip hiç çalışmıyorlarmış. “Bir an önce evini bitirmek varken ne gerek var bu kadar zahmete canım? Abimiz de amma korkakmış ha,” demiş küçük domuzcuklar.

En büyük domuzcuk kardeşlerinin söylediklerine kulak asmamış. Bir hafta durmadan çalışmış ve sonunda tuğla ve taştan yaptığı evini bitirmiş. Birkaç gün sonra aç bir kurt domuzların yaşadığı yere gelmiş. Önce birinci domuzun samandan yaptığı evinin önünde durmuş.

Küçük domuzcuk samandan yaptığı evinde dinleniyormuş. Kurt kapıyı çalmış. “Aç kapıyı da içeri gireyim. Açmazsan üflerim püflerim evini başına yıkarım.” demiş. “Hiçbir şey yapamazsın benim evim yeterince sağlam.” demiş küçük domuzcuk.

Kurt bunun üzerine üflemiş püflemiş, domuzcuğun samandan yaptığı evi yıkmış. Küçük domuzcuk kendisini dışarı zor atmış ve doğruca ortanca kardeşinin ağaç dallarından yaptığı evine koşmuş. Kapıyı çalmış. Ortanca domuzcuk kapıyı açınca, küçük domuzcuk can korkusuyla kendini içeri atmış. “Çabuk kapat kapıyı kardeşim, kurt buraya gelebilir.” demiş.

Üç Küçük Domuzcuk
Üç Küçük Domuzcuk

Ortanca kardeşi ise, “Merak etme, bu evde bize hiçbir şey yapamaz” demiş. Kurt kısa bir süre sonra, ikinci domuzcuğun tahtadan yapılmış evine gelmiş ve kapıyı çalıp seslenmiş. “Aç kapıyı içeri gireyim, açmazsan üflerim püflerim evini başına yıkarım” demiş.

Ortanca domuzcuk “Benim evimi asla yıkamazsın demiş.” Kurt da bunun üzerine üflemiş püflemiş tahtadan yapılmış evi yıkmış. Küçük domuzcuklar doğru en büyük domuzcuğun evine gitmişler. Kurttan canlarını zor kurtarmışlar. ”Ağabeyciğim kurt buraya geliyor şimdi ne yapacağız?” diye sormuşlar.

En büyük domuzcuk kendinden emin bir şekilde cevap vermiş. “Merak etmeyin, kurt bu eve giremez.” Biraz sonra iyice acıkmış olan kurt, en büyük domuzcuğun evine gelmiş. Üç küçük domuzcuğa seslenmiş. “Açın kapıyı, içeri gireyim. Açmazsanız üflerim, püflerim, evinizi başınıza yıkarım.” demiş.

“Hiç boşuna uğraşma hain kurt. Bu eve giremezsin,” demiş en büyük domuzcuk.

Bunun üzerine kurt çok sinirlenmiş, üflemiş, püflemiş ama boşuna. Domuzcuğun taştan evini yıkamamış. Tekrar tekrar denemiş ama biraz da olsa evi sallayamamış bile. Sonunda yorgun düşen kurt, eve girmek için başka bir yol denemeye karar vermiş. Evin çatısındaki bacayı görmüş ve çatıya tırmanmaya karar vermiş. Kurdun çatıya tırmandığını görüp, bacadan girmeye çalışacağını anlayan büyük domuzcuk hemen bacanın altındaki şömineyi yakmış.

Odunların üstüne de kocaman bir kazan su koymuş. Kurt zar zor bacaya tırmanmış ve bacadan içeri kendine atıvermiş. Ve kurt doğruca kaynar suyun içine düşmüş. “İmdat, imdat yardım edin” diye bağırmaya başlamış. Kurttan kurtulan domuzcuklar neşeyle birbirlerine sarılmışlar.

Üç Küçük Domuzcuk ertesi gün olan biteni anlatmak için annelerinin evine gitmişler. Annesinin yanına giden en küçük domuzcuk, ”Haklıymışsın anneciğim, Bu dünyada ne yapıyorsan en iyisini yapmalıymışız. Gerçekten emek verilen her iş başarıya ulaşıyor.” demiş. O günden sonra iki küçük domuzcuk hiç tembellik yapmamışlar. Abileri gibi çok çalışmışlar ve mutlu, güvenli bir hayat yaşamışlar.

Ece Efnaz

Merhaba! Ben Ece! 1995 doğumlu, İstanbul'un masalsı sokaklarında büyüdüm. Masallarla dolu bir dünyada yaşamayı seviyorum ve kendi masallarımı yazmayı çok seviyorum. Siz de benimle birlikte sihirli dünyalara yolculuk etmek istemez misiniz?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu