Püsküllü Prens Masalı

Çirkin prens, zekasıyla, güzel prenses ise akıllı olmayı arzuluyor. İkilinin yolları kesiştiğinde, birbirlerinin eksikliklerini tamamlayacak bir çözüm buluyorlar. Bu masal, insanların görünüşten öteki değerlere odaklanmasını anlatıyor. Güzel ve çarpıcı bir masal deneyimi için okuyun!

Evvel zaman içinde bir kral ve bir kraliçe varmış. Bunların bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş. Bu çocuk o kadar çirkinmiş ki kraliçe onu görmek bile istemiyormuş.

Bir gün perilerin kraliçesine gidip ondan çocuğunun daha güzel olması için yardım etmesini istemiş.

Peri:

– Çocuğunun güzelleşmesi için yapabileceğim bir şey yok. Yalnız çocuğun çok akıllı olacak. Akıl güzellikten daha önemlidir, unutmayınız, demiş.

Kraliçe:

-Hiç olmazsa birazcık güzelleşsin, demiş.

Bunun üzerine periler bildikleri bütün büyüleri yapmalarına karşın bir sonuç alamamışlar. Küçük prenste en ufak bir değişiklik olmamış.

Periler kraliçesi, küçük prensin annesine:

-Oğlunuz bizde bile bulunmayan özelliklere sahip. Kimi severse, o kimse çok akıllı olur, demiş.

Çocuk büyüdükçe çirkinliği daha da artmış. Onu görenler başını çevirip görmezden geliyorlarmış. Ancak konuşmasını dinlemeye kimse doyamıyormuş. Bilmediği hiçbir şey yokmuş. Alnına dökülen püskül gibi saçları varmış. Bunun için ona Püsküllü Prens adını takmışlar. Komşu ülkede ise Püsküllü Prens’le aynı zamanda bir kız çocuğu doğmuş.

Bu kız o kadar güzelmiş ki annesi ile babası kızlarının güzelliği ile övünüp dururlarmış. Onların bu halini gören periler kraliçesi kızın annesinin yanına gidip:

-Övünmekte haklısınız kraliçem. Kızınız büyüdükçe daha da güzelleşecek. Ama aklı azalacak demiş.

Bunu duyan kraliçe:

-Kızımın akıllı bir kız olmasını da istiyorum. Bana yardım ediniz, demiş. Periler hep birlikte uğraşmışlar ama bir sonuç alamamışlar.

Kraliçenin yanına gidip:

-Kızınızın daha akıllı olabilmesi için yapabileceğimiz bir şey yok ama onda bir özellik var ki, kimse sahip değil. Kızınız kimi severse o sevdiği kişi çirkinse güzelleşir, demişler. Ertesi yıl kraliçenin bir kızı daha olmuş. Büyük kızı ne kadar güzelse küçük kızı da o kadar çirkinmiş. Buna üzülen kraliçenin yanına periler kraliçesi gelmiş.

-Üzülmeyin kraliçem, kızınız çirkin ama çok akıllı olacak. Unutmayın güzel olup akılsız olmaktan, çirkin olup akıllı olmak daha iyidir, demiş.

Yıllar geçtikçe kızlar büyüyormuş. Güzel olanın güzelliği artarken, aklı azalıyormuş. Çirkin olanın ise gittikçe aklı artıyormuş. Güzel prensesi bir gören bir daha görmek istiyormuş. Ama konuşmaya başlayınca herkes bir bahane uydurup kaçıyormuş. Güzel prenses iki lafı bir araya getirip konuşamıyormuş.

Çirkin prensesi ise bir gören bir daha görmek istemiyormuş. Ama konuşması o kadar güzelmiş ki, dinleyenler bırakıp gitmek istemiyorlarmış. Güzel prenses akıllı olmadığı için çok üzülüyor “Keşke kardeşimin aklının birazıyla güzelliğimin yarısını değiştirebilsem” diye düşünüyormuş.

Günlerden bir gün ormanın yolunu tutan güzel prenses bir ağacın altına oturup ne olacak benim halim, diye düşünmeye başlamış. O sırada ilerden birisinin geldiğini görmüş. Gelenin oldukça çirkin olduğunu görüp başını çevirmiş, yüzüne bakmak istememiş.

Üstü başı da oldukça iyi giyimliymiş. Soylu birisi olduğu belli oluyormuş. Bu genç adam Püsküllü Prens’miş.

Püsküllü Prens ağacın altında oturan güzel kızın komşu ülkenin genç prensesi olduğunu anlamış. Onun güzelliği dilden dile anlatılırmış. Püsküllü Prens de görmeden ona âşık olmuş. Âşık olduğu kızın şimdi karşısında durması onu çok sevindirmiş.

Kıza yaklaşıp:

-Prensesim, neden üzgün görünüyorsunuz? Güzelsiniz, evleriniz, şatolarınız, hizmetçileriniz var. Siz ise bu kuytu ormanda oturmaktasınız, demiş. Güzel prenses, Püsküllü Prens’e cevap verememiş çünkü doğru dürüst konuşamıyormuş bile.

Püsküllü Prens konuşmaya devam etmiş.

-Üzülmenize gerek yok. Çünkü güzelsiniz. Güzel olmayanlar ancak mutsuz olabilir demiş. Bunun üzerine prenses konuşabilmiş. –

Siz çirkin olmaktan yakınıyorsunuz, ben ise akılsız olmaktan. Keşke çirkin olsaydım da aklım bol olsaydı diyerek dert yanmış.

Püsküllü Prens:

-Yani güzelliğinizi akıl ile taçlandırmak istiyorsunuz?

-Evet, demiş güzel prenses.

Püsküllü Prens:

-Eğer isterseniz ben size yardımcı olabilirim, daha akıllı olmanızı sağlarım, deyince güzel prenses sormuş:

-Gerçekten bu mümkün mü?

-Neden olmasın, ancak bunun için benimle evlenmeniz gerekiyor, demiş Püsküllü Prens.

Güzel prenses şaşırmış:

-Sizinle evlenmek mi?

Güzel prenses, Püsküllü Prens’in bu önerisi karşısında ne cevap vereceğini bilememiş. İçinden “Böyle çirkin bir adamla evlenmektense ömür boyu aptal kalmak daha iyidir” diye geçiriyormuş ama akıllı bir insan olmayı da çok istiyormuş.

Güzel prensesin kararsız kaldığını gören Püsküllü Prens:

-Sizden hemen cevap vermenizi istemiyorum. Bir yıl düşünün, tam bir yıl sonra aynı yere gelin ve cevabınızı söyleyin diyerek oradan ayrılmış. Güzel prenses oradan ayrılırken periler kraliçesinin yıllar önce yaptığı kehanet gerçekleşmiş. Çirkin prensle karşılaşan güzel prensesin zekâsı artmaya başlamış.

O kadar akıllı bir kız olmuş ki ülke işlerinde, herkes ona akıl danışır olmuş. Kızın zekâsını duymayan kalmamış. Komşu ülkelerden birinin genç ve yakışıklı prensi de kızın zekâsını işitmiş. “Bu kadar akıllı bir kız benim için çok uygun bir eş olur” diyerek yola koyulmuş.

Kızın sarayına varıp kraldan kızıyla evlenebilmek için izin istemiş. Kral bu kararı kızının vereceğini söylemiş. Genç kız da bu genç ve yakışıklı prensi görüp beğenmiş. Ancak evlenmek için karar verememiş.

Düşünmek için ormana gitmiş. Yine aynı ağacın altında oturmuş. Bu sırada oradan geçmekte olan bir kafile dikkatini çekmiş. Kafile de aşçılar, koca koca kazanlar varmış. Güzel kız kafiledekilere nereye gittiklerini sormuş. Onlar da bugün Püsküllü Prens evlenecek. Biz de düğün için yemek hazırlamaya gidiyoruz, demişler.

Kız bir yıl önce aynı yerde Püsküllü Prens’in söylediklerini hatırlamış. O sırada Püsküllü Prens çıkagelmiş. Aynı yerde oturan prensese:

-Sözünüzü tutup benimle tam bir yıl sonra buluştuğunuz için teşekkür ederim, demiş.

Güzel kız da:

-Verdiğim sözü unuttum. Ben tesadüfen buradayım, demiş.

Püsküllü Prens:

-Birbirimize söz vermedik mi ne çabuk unuttunuz, demiş.

Güzel prenses de:

– Geçen yıl ben akılsız bir kızdım. Aklı olmayanın sözü geçmez. Kaldı ki evlenmek düşünülmesi gereken bir karardır demiş.

Püsküllü Prens:

-Haklısınız, sözleriniz akıllıca. Size bir şey sorabilir miyim?

-Buyurun sorun.

-Eğer çirkin olmasaydım beni sevebilir miydiniz?

Güzel prenses cevap vermiş:

-Neden olmasın?

Tam bu sırada yıllar önce periler kraliçesinin yaptığı kehanet gerçekleşmiş. Püsküllü Prens yakışıklı bir genç oluvermiş. Bu haliyle Püsküllü Prens’i güzel prenses çok beğenmiş.

Püsküllü Prens kıza:

-Ben sizden hoşlanarak sizi akıllı yaptım. Siz de beni beğenerek daha da güzelleştirebilirsiniz. Böylelikle ikimiz de aradığımızı bulabiliriz, demiş. Bu söylenenler güzel prensese de mantıklı gelmiş. İkisinin evlenip birbirlerinin eksik yönlerini tamamlayabileceklerini anlamış. Hemen düğün hazırlıkları tamamlanmış. Görkemli bir törenle evlenip mutlu olmuşlar.

Unutmayalım insanların görünüşü önemli değildir. Bizim onları hangi gözle gördüğümüz önemlidir. İnsanlardaki gizli güzelliklerin farkına varmaktır önemli olan.

Ece Efnaz

Merhaba! Ben Ece! 1995 doğumlu, İstanbul'un masalsı sokaklarında büyüdüm. Masallarla dolu bir dünyada yaşamayı seviyorum ve kendi masallarımı yazmayı çok seviyorum. Siz de benimle birlikte sihirli dünyalara yolculuk etmek istemez misiniz?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu