Leylekler Masalı – Andersen Masalları

Küçük bir köy evinin damında bir leylek yuvası varmış. Ana leylek dört yavrusuyla yuvadaymış. Yavrular incecik gagalarını ara sıra dışarıya çıkarıyorlarmış. Az ötede baba leylek tek ayağı üzerinde dimdik duruyormuş. Öylesine hareketsizmiş ki onu görenler tahtadan bir leylek sanırmış. Baba leylekse, bunun kibarca bir davranış olduğunu düşünüyormuş. “Kimse benim, onun kocası olduğumu bilmiyor. Nöbetçi sanıyorlar,” diyormuş kendi kendine.

Sokakta bir grup çocuk oynuyormuş. Leylekleri görünce hemen bir şarkı söylemeye başlamışlar. “Uç uç Leyleğim.” Yavrulardan biri çocukların söyledikleri şarkıyı duyuyor musun anne diye sormuş. “Bizi yakalayacaklarmış.” Anne leylek, “Siz onları aldırmayın,” demiş. “En iyisi duymamazlıktan gelin.” Çocuklar şarkıya devam ediyormuş. Bir yandan da parmaklarıyla leylekleri gösteriyorlarmış. Ahmet ismindeki çocuk leyleklere sataşmak çok kötü bir şey demiş. Diğerleri onu dinlememişler. Taşkınlıklarına devam etmişler.

Anne leylekse yavrularına, “Sonbaharda sıcak ülkelere doğru göç edeceğiz. Mısır’a gideceğiz. Orada tepeleri bulutlara dek uzanan üçgen şeklinde evler var. Bu evler o kadar eski ki kimse onların yaşını bilemez. Sonra orada kocaman bir nehir var. Taştığı zaman bütün memleket bataklık haline gelir. Bol bol kurbağa yiyeceğiz orada,” diyerek gidecekleri yerleri anlatıyormuş.

Annelerinin anlattıklarını hayranlıkla dinleyen yavrular ne iyi demişler. “Peki ya sonra ne olacak?” Anne leylek, “Biz orada mutluluk içinde yaşarken, kuzeyde ağaçlar tüm yapraklarını dökecek. Hava öylesine soğuk olacak ki, bulutlar donup küçük pomponlar halinde yere düşecek,” demiş.

Anne leylek kendince kar yağışını tarif etmek istiyormuş. Yavrular kötü çocuklar da donacaklar mı diye sormuşlar. “Hayır, donmayacaklar. Ama odalarından dışarı çıkamayacaklar. Oysa siz istediğiniz kadar uçar, çiçekler arasında dolaşabilirsiniz,” diye cevap vermiş Anne Leylek.

Haftalar geçmiş, yavru leylekler giderek büyümüşler. Baba leylek her gün onlara kurbağalar, küçücük yılanlar ve solucanlar getirmiş. Artık dört yavru da uzaklara uçabilecek kadar büyümüşler. Bir gün Anne Leylek onlara, “Artık uçmayı öğrenme zamanı geldi,” demiş.

Dört yavru annelerini izleyerek damın üzerine çıkmışlar. İlk ders havada dengede durmayı öğrenmekmiş. Anne Leylek, “Bana bakın,” demiş. “Başı böyle tutmalısınız. Ayakları da şöyle. Şimdi bana dikkat edin ve öyle yapın,” demiş. Yavru leylekler annelerini taklit ederek başarısız bir sıçrama yapmışlar ve hemen pat diye yere düşmüşler.

Yavrulardan biri çok korkmuş ve “Anneciğim, ben uçmayı öğrenmek istemiyorum,” demiş. “Sıcak diyarlara gitmesem olmaz mı sanki?” Anne leylek ona kızmış. “Sen burada kalıp donmak istiyorsun demek. Hem burada tek kalmayı göze alabilir misin?” demiş.

Yavru leylek öyle çok korkmuş ki, hemen kanat çırparak kardeşlerinin yanına kadar uçmuş. Üçüncü günkü denemede biraz daha başarılı olmuşlar. Yavrular kan ter içinde uçuş denemeleri yaparken, yaramazlar yine toplanmış, şarkı söylüyorlarmış. Yavrular onlara çok kızıyormuş. Çünkü yavru leyleklerin onlara bir zararı yokmuş. Anne leylek, “Siz bulutlara kadar yükselip piramitler diyarına ulaşacaksınız. Onlarsa burada kalıp donacaklar,” diye eklemiş.

Çocuklar arasında bu şarkıyı en çok söyleyen altı yaşlarında bir yumurcakmış. Yavru leyleklerin bütün dikkatleri bu küçük haylazın üzerinde toplanmış. Bu çocuğun yaptıklarını hak etmedikleri için üzülüyorlarmış. Anne leylek gideceğimiz zamana kadar çalışıp uçmayı iyice öğrenmeye bakın demiş.

Yavru leylekler, sen ne dersen biz öyle yaparız demişler ve canlarını dişlerine takarak uçma alıştırmalarına başlamışlar. Her gün bir öncekinden daha iyi uçuyorlarmış. Nihayet öyle güzel uçuyorlarmış ki gök güzünde süzülerek uçtukları sırada onları seyretmek gerçekten bir zevkmiş. Sonbahar gelir gelmez, bütün leylekler güney seyahatine çıkmak için toplanmaya başlamış.

leylek masali
Leylekler

Yavru leylekler becerilerini göstermek gayesiyle son kez uçuş denemesi yapmışlar. General Leylek onları beğenmiş. Kendi başlarına kurbağa ve yılan yeme izni vermiş. Bu izin bir ödül sayılırmış onlar için. Yolculuğa çıkma günü gelmiş. Leylekler annelerine verdikleri sözü tutarak artık iyi uçuyorlarmış.

Anne, leylek “Gitme vakti geldi, artık her biriniz uçmayı öğrendiğinize göre yarın yola çıkıyoruz.” demiş. Yavrular hep bir ağızdan, yaşasın diye bağırmışlar. Anne, leylek ve yavrular yaramaz çocuklara son bir kez bakmış ve birer birer gökyüzüne yükselmişler.

Çocuklar onların arkalarından uzun uzun bakmışlar. Yaptıklarından pişman olmuşlar.

Ahmet’e hak vererek onların da birer canlı olduğunu ve zarar vermemeleri gerektiğini ancak onlar gidince anlayabilmişler. Yavrular gökyüzünde uçarken bazı leyleklerin bebek taşıdıklarını görmüşler ve çok şaşırmışlar.

Anne leylek, daha yolculuğumuz yeni başlıyor. Neler göreceksiniz, neler diyerek yavrular da merak uyandırmış. Yavru leylekler de bunun üzerine gördükleri çocuklara gülümseyerek yollarına devam etmişler.

Zeynep Aksoy

Merhaba herkese! Ben Renkli Rüya Zeynep! 2000 doğumlu, Ankara'nın sıcacık kucaklarında büyüdüm. Küçük bir ressam olarak başladım ve şimdi kendi masallarımı resimlerle hayata geçiriyorum. Renklerin büyülü dünyasına hoş geldiniz!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu