Prenses ve Bezelye Tanesi Masalı ve Özeti 2024
Prenses ve Bezelye Tanesi masalına hoş geldiniz. Bir varmış, bir yokmuş. Çok ama çok eski zamanlarda, uzak diyarların birinde genç, yakışıklı bir prens yaşamaktaymış. Bu genç prens evlenme yaşına gelmiş. Kral ve Kraliçe oğullarının evlenmesini çok istiyormuş. Ne var ki prens bir türlü sevebileceği hem akıllı hem de güzel bir Prenses bulamıyormuş.
Akıllı ve güzel olmasının yanında hassas ve duyarlı olmasını da istiyormuş. Prense göre kral kızı olmakla gerçek bir prenses olunmazmış. Gerçek bir prenses, nazik, hassas, duyarlı, akıllı ve elbette güzel olmalıymış. Ancak prens, aradığı bu özelliklere sahip bir prensesi henüz bulamamış.
Seyahatlere çıkarak diğer ülkelerdeki krallıkları ziyaret ederek birçok prensesle tanışmış. Hatta uzak krallıklardan birinde 12 dans eden Prenses‘le bile tanışmış. Onlarla arkadaşlık etmiş ve tanımaya çalışmış. Ne var ki hiçbirini beğenmemiş.
Günlerden bir gün ülkelerine kış gelmiş. Her yer karlarla kaplanmış. Seyahat yapılacak aylar geride kalmış. Prensin sarayda çok canı sıkılıyormuş. Bol bol kitap okuyarak zaman geçiriyormuş. Bazen resim yapıyor bazen de kar yağmazsa atına binerek sarayın çevresinde dolaşmaya çıkıyormuş.
Prens yine bir gün atıyla çıktığı gezinti sonrası saraya dönerken sarayın duvarlarının orada genç bir kız görmüş. Genç kız perişan haldeymiş. Üstü başı kirlenmiş, ıslanmış ve soğuktan neredeyse donacak haldeymiş. Prens hemen atından inerek genç kıza yardım etmiş ve onu saraya götürmüş.
Saray çalışanları hemen genç kızı alarak bir odaya götürmüşler ve ona temiz giysiler vermişler. Soğuktan perişan haldeki genç kız bu duruma çok sevinmiş. Güzelce temizlenmiş ve ona verilen temiz giysileri giymiş. Saray çalışanları onu alarak yemek salonuna götürmüşler. Prens, kral ve kraliçe yemek odasında onu bekliyorlarmış.
Genç kızı yemek yemeğe indiğinde tüm bu iyilikler için hemen prense, kral ve kraliçeye teşekkür etmiş, ardından hep birlikte yemek yiyip sohbet etmişler. Genç kız kendisinin uzak ülkelerin birinin prensesi olduğunu, akrabalarının ziyaretinden dönerken dönüş yolunda çığ düştüğünü, at arabaları ve yanındakilerin kurtulamadığını anlatmış.
Kral babasına haber gönderilmesini istemiş. Ne var ki, kraliçe genç kızın anlattığı bu hikayeye şüpheyle yaklaşmış ve pek inanmamış. Ama kibarca, “yarın elbette haber veririz” diye söylemiş prensese. Prens ise genç kızı çok beğenmiş, onu korkusuz ve akıllı bulmuş. Aynı zamanda çok nazik ve kibar olduğunu düşünmüş Kraliçe, prensin bu kıza ilgisini anlayınca oğluna “Acele etme, bu gece ben onun hassas bir prenses olup olmadığını anlayacağım” diye fısıldamış. Sonra ben odanızı kontrol edeyim diyerek yanlarından ayrılmış.
Kraliçe, doğruca genç kız için hazırlanan odaya çıkmış ve çalışanlarına “20 tane yatağı üst üste koyun” diye emir vermiş. Sonra en alttaki yatağın altına bir tane bezelye tanesi alıp koymuş. Genç kızı uyuyup dinlenmesi için odaya çıkarmışlar.
Ertesi gün kahvaltıda buluşmuşlar. Kahvaltı ederken bir yandan sohbet etmeye başlamışlar. Kraliçe, “nasıl rahat uyudunuz mu? Biraz yorgun görünüyorsunuz hala” diye sormuş bizim genç kıza. Genç kız “size çok zahmet verdim. Çok güzel yatak hazırlatmışsınız. Ne var ki? Sanki yatağın altında bir şey vardı. Sürekli bana baktı ve uyumamı engelledi.” demiş.
Kraliçe, genç kızın bu sözlerinin üstüne, “çok üzüldüm sayın prenses, derhal ben çalışanlara baktırırım.” demiş. Evet, kraliçe genç kıza ilk defa prenses diye hitap etmiş. Prens de kral da hayretle kraliçeye bakmışlar. Sonra prensesten izin isteyerek ailece bir başka odaya geçmişler. Kraliçe, bu gerçek bir prenses, hassas ve narin oğlum. Şayet sen de beğendiysen ve kral babanda onaylarsa evlenme teklifi yapabilirsin.” demiş.
Prens prensesin yanına giderek, prensesim şayet kabul ederseniz sizinle evlenmek istiyorum demiş. Prenses de prensin çok hoş ve kibar biri olduğunu düşünüyormuş ve bu teklife çok sevilmiş. Prensin gözlerinin içine bakmış ve “Elbette prensim, Kral Babam da kabul ederse ben de çok mutlu olurum demiş.
Haberler salınmış ve iki krallığın tüm fertleri buluşmuşlar, konuşmuşlar. Şölenler, kutlamalarla birlikte dillere destan düğün yapmışlar. Prens ile Prenses birbirini çok sevmiş, çok ama çok mutlu olmuşlar. Prenses ve Bezelye Tanesi masalı da burada bitmiş. Gökten üç elma düşmüş biri Prens’e biri Prenses’e, diğeri de bu masalı okuyan sizlere.
Prenses ve Bezelye Tanesi Özeti
Bir zamanlar uzak bir ülkede, yakışıklı bir prens yaşarmış. Prens, gerçek bir prensesle evlenmek istiyormuş ama gerçek prensesi bulmak çok zormuş. Birçok prensesi ziyaret etmiş ama hiçbirini gerçek prenses olarak bulamamış.
Bir gece, fırtınalı ve yağmurlu bir havada, sarayın kapısına bir kız gelmiş. Kızın kıyafetleri sırılsıklam olmuş ve çok yorgun görünüyormuş. Kral ve kraliçe kızı saraya davet etmiş. Kız, kendisinin bir prenses olduğunu söylemiş. Kraliçe, bu kızın gerçekten bir prenses olup olmadığını anlamak istemiş.
Kraliçe, prensesin uyuyacağı yatağın altına bir tane bezelye koymuş. Sonra bu bezelyenin üzerine yirmi tane şilte ve yirmi tane yorgan yerleştirmiş. Prenses, bu yüksek yatağa çıkıp uyumuş.
Ertesi sabah, prenses uyandığında kendini çok yorgun ve rahatsız hissettiğini söylemiş. “Bütün gece uyuyamadım, çünkü yatakta sert bir şey vardı,” demiş. Prens ve kraliçe bu duruma çok şaşırmış. Bir bezelyeyi yirmi şilte ve yirmi yorganın altından bile hissedebildiğine göre, bu kız gerçekten bir prensestir diye düşünmüşler.
Sonunda prens, gerçek prensesi bulduğuna çok sevinmiş. Prens ve prenses evlenmişler ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
Prenses ve bezelye tanesinin konusu nedir?
Bir prens, gerçek bir prensesle evlenmek istemektedir ancak gerçek bir prensesi tanımanın zor olduğunu düşünmektedir. Bir gece, fırtınalı bir havada saraya gelen bir kız kendisinin prenses olduğunu iddia eder. Prensin annesi olan kraliçe, kızın gerçekten prenses olup olmadığını anlamak için bir test yapar. Kızın uyuyacağı yatağın altına bir bezelye tanesi koyar ve üzerine yirmi şilte ve yirmi yorgan yerleştirir.
Sabah olduğunda, kız bütün gece rahat uyuyamadığını ve yatağın çok rahatsız olduğunu söyler. Bezelye tanesini hissedebilmesi, onun gerçekten narin ve hassas olduğunu, dolayısıyla gerçek bir prenses olduğunu gösterir. Bu test sayesinde prens, gerçek prensesi bulduğuna inanır ve onunla evlenir. Masal, prens ve prensesin mutlu bir şekilde evlenmesiyle sona erer.
Bu hikaye, küçük bir detayın bile büyük bir fark yaratabileceğini ve gerçek değerlerin bazen dış görünüşle değil, içsel özelliklerle anlaşılabileceğini anlatır.