Aslan ile Tavşan Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde aslanın biri ormanda dolaşıyormuş. Yiyecek bir şeyler arıyormuş. Aslan gün boyunca dolaştığı halde bir av bulamamış. Artık açlıktan başı dönmeye, gözleri kararmaya başlamış.
O sırada bir tavşan da ağacın altına uzanmış, uykuya dalmış. Aslan ağacın altında uyumakta olan tavşanı görünce sevinçten gözleri parlamış. “İşte sonunda kendime bir av buldum!” demiş. Aslan yavaşça tavşana doğru yaklaşmış.
Tam üzerine atılıp tavşanı yakalayacağı sırada gözünün önünden bir geyik geçmiş. Geyiği gören aslan bir anda tavşanı unutmuş. Gözünü hırs bürümüş. Küçücük bir tavşanı yakalamaktansa bir geyiği yakalamak daha iyi diye düşünmüş. Geyiğin eti hem daha çok hem de daha lezzetliymiş. O halde geyiği yakalamalıymış.
Aslan tavşanı bırakıp geyiğin peşinde koşmaya başlamış. Geyik ve aslanın çıkardığı gürültü tavşanı uyandırmış. Yakında kocaman aslanı gören tavşan, uyuduğu yerden kalkıp hızla koşmaya başlamış. Biraz sonra da ormandan tamamen uzaklaşmış.
Aslan uzun süre geyiği kovalamış. Geyik çok hızlı koştuğu için aslan ona bir türlü yetişemiyormuş. Aslan nefes nefese kalmış. Sonunda geyiği kovalamaktan vazgeçmiş. “Önü yüzü güdük, tavşanı avlamak,” diye kendi kendine mırıldanmış.
Aslan tavşanın bulunduğu yere geri dönmüş. “Aa, bir de ne görsün, tavşanın yerinde yeller esiyormuş. Geyiği kovalarken tavşanı da elinden kaçırmış.”