Büyülü Ayna Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Uzak diyarların birinde padişahın bir bebeği dünyaya gelmiş. Yalnız sarayda mutluluk hakim olması gerekirken üzüntü ve fısıldaşmalar yayılmış. Çünkü bebek çok çirkinmiş. Kimse yüzüne bile bakmak istemiyormuş.
Sultanın kederi almış başına gitmiş. Daha da hastalanmış ve vefat etmiş. O bebek büyüdükçe küçük bir kız çocuğu haline gelmiş. Bir gün elbise denemiş ve aynaya bakmak isterken dadı engel olmaya çalışmış. Aynada kendi yüzünün yarısını görebilmiş. Korkmuş ve ağlamış. Hemen aynanın önünden çekilmiş.
O sırada ağlama seslerini duyan padişah odaya girmiş ve olayı öğrenmiş. Muhafızlara saraydaki tüm aynaların kırılmasını emretmiş. Kendince böyle bir çözüm bulabilmiş.
Zaman geçtikçe padişaha neden sarayda o ayna olmadığını sormuş. Çünkü ne üstündeki kıyafetleri ne de saçını görebiliyormuş. Padişah hemen konuyu değiştirmiş. Günlerce, gecelerce bir çare aramak için derin derin düşüncelere dalmış. Sonunda saraya büyücüyü getirtmiş ve durumu anlatmış.
Büyücü de izin isteyerek saraydan ayrılmış. Birkaç gün sonra saraya bir aynayla geri dönmüş. Padişah görünce çok kızmış ama bakmış ki bu bir büyülü ayna. Yaşlı olan padişah bir anda aynada hem genç hem de yakışıklı görünmüş.
Aynayı padişahın kızının odasına çıkartıp, kendi gözleriyle olan biteni görmüşler. Küçük kız aynada kendini güzel görüp, hayran hayran izliyormuş. Padişah bunun karşılığında büyücünün sarayda kalmasını istemiş ve ona keseler dolusu altın vermiş.
Günler, ayları, aylar seneleri kovalamış. Küçük kız yetişkin bir hanımefendi olmuş. Bir gün dışarıda gezintiye çıkmak istemiş. Padişah yüzüne tül örtmesini emretmiş. Böylece yıllarca büyülü aynayla büyüyen kızın sırrı açığa çıkmaz diye düşünmüş. Büyücü de ona eşlik etmiş.
Karşı taraftan da beyaz atlı bir şehzade görünmüş. Bir anda ikisi de heyecanlanmışlar. Padişahın kızı tülü aralamış, şehzade bu ne çirkinlik diye tepki göstermiş. Sinirlenen padişahın kızı büyücüden şehzadeyi kertenkeleye çevirmesini istemiş. Kalbinin çirkinliği daha da yüzüne yansımış.
Büyücü ise kötülük için sihir yaptığı için çok üzülmüş. Kertenkele at arabasının üstüne konmuş. Amacı büyüyü bozdurmakmış. Akşam yemeği için sofraya oturduklarında Kertenkele masaya çıkıp kızını padişaha şikayet etmiş. Padişah hem kızına hem de büyücüye çok kızmış.
Büyücü, şehzadenin normale dönmesi için Padişah kızının öfkeyle kararan kalbinin bol bol iyilik yapması gerektiğini söylemiş. Ancak büyü böyle bozulabilirmiş. Padişahın kızı, büyücü ve kertenkeleye dönüşen şehzade hep birlikte şehrin içinde insanların arasına karışmışlar.
Büyücünün yönlendirmesiyle Padişahın kızı yaşlı teyzelerin poşetlerini taşıyor, yere düşen çocukları kaldırıyor, yardıma kimin ihtiyacı varsa tek tek yardım ediyormuş. Yüreği kabarmış ve daha fazla dayanamayarak ağlamaya başlamış.
Büyü bir anda bozulmuş. Şehzade o an eski haline kavuşmuş. Padişahın kızı ise bir anda güzelleşmiş. Kalbinin iyiliği dışına vurmuş. Şehzade Padişah’ın kızının bu halini çok beğenmiş. Hemen evlenme teklif etmiş. Padişah ise kızının yuva kurmasına ve dış görünüşünün değişmesine çok sevinmiş. Ömür boyu mutlu olmuşlar.