Bilge Baykuş Masalı

Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir ormanda, geceyi izleyen akıllı bir baykuş yaşarmış. Adı Bilge’ymiş, çünkü ormandaki en bilgili ve en yaşlı canlıymış. Bilge Baykuş her gece, yıldızların altında uçup ormanın sakinlerini izler, onlara rehberlik edermiş. Ormandaki hayvanlar onun bilgisine hayran kalır, sık sık sorunlarını çözmesi için ona danışırlarmış. Fakat bu bilge baykuşun derinlerde, ormanın kendine sakladığı bir sırrı varmış: Ayın karanlık tarafını görmek istemesi.

Bilge Baykuş’un en büyük hayali ayın karanlık yüzünü görmekmiş. Her gece gökyüzüne bakar, o parlak, gümüşi diskin gizemini çözmek için içten içe heyecanlanırmış. Yine bir gece, baykuş ayın etrafında dönen gölgeleri izlerken genç sincap Çıtırtı yanına gelip, “Bilge Baykuş, bu gece yine gökyüzünü mü gözlüyorsun?” diye sormuş. Bilge Baykuş, sincap Çıtırtı’ya bakıp iç geçirmiş. “Evet, küçük dostum. Yıllardır ayın karanlık tarafını görmek istiyorum ama oraya ulaşmak imkânsız görünüyor.”

Sincap Çıtırtı, Bilge Baykuş’un sözlerinden çok etkilenmiş. “O zaman biz de sana yardım ederiz!” demiş heyecanla. Bilge, gülümseyerek genç sincabın sırtını okşamış ve “Teşekkür ederim, küçük dostum. Ama bu çok zor bir iş, hatta neredeyse imkansız!” demiş.

Fakat bu fikir, ormanda hızla yayılmış. Tüm hayvanlar Bilge Baykuş’un hayalini gerçekleştirmesi için toplanmışlar. Herkes kendi yöntemini öneriyormuş: “Kuş tüylerini bir araya getirip göğe uzanan bir yol yapalım!” demiş karga. Tavşanlar, uzun kulaklarıyla yıldızların yollarını dinleyebileceklerini söylemiş. Ormanın en hızlı koşucuları olan geyikler ise, “Ay’a kadar zıplarız, belki ulaşırız!” diyerek bir yol arayışına katılmışlar. Bilge Baykuş, dostlarının ilgisinden çok duygulanmış, ama böyle bir şeyi başarmanın ne kadar zor olduğunu da biliyormuş.

Bu sırada, ormanın eski dostlarından Kartal Gölge çıkagelmiş. Gölge, yıldızlara yakın uçabilen güçlü bir kuşmuş. “Bilge Baykuş,” demiş, “Seni Ay’a götüremem belki, ama sana gökyüzünü ve yıldızları daha yakından gösterebilirim.” Bilge, bu teklife çok sevinmiş ve hemen Gölge’nin sırtına atlamış. O gece, Gölge ve Bilge Baykuş, ormandan yükseklere, yıldızların arasına doğru yükselmişler.

Uçarken, Bilge Baykuş gökyüzünün derinliklerinde parlayan binlerce yıldızı daha yakından görmüş. Fakat Ay’ın karanlık yüzünü hâlâ görememiş. Yine de gökyüzünde olmak, yıldızlara bu kadar yakın uçmak Bilge Baykuş için tarifsiz bir deneyimmiş. Gölge ile birlikte ormana geri dönerken, Bilge Baykuş gözyaşlarını tutamamış. Ona göre asıl önemli olan Ay’a ulaşmak değil, dostlarının onun hayaline duyduğu inanç ve yardımlarıymış.

Ormana geri döndüğünde tüm hayvanlar Bilge Baykuş’u coşkuyla karşılamış. Bilge Baykuş, dostlarına teşekkür ederken, “Beni asıl mutlu eden Ay’a ulaşmak değil, sizlerin benim için gösterdiği çabaydı. Ay’ın karanlık yüzünü görmek önemli değil, asıl önemli olan dostlukla hayallere ulaşabilmekmiş,” demiş. Bu sözleri duyan hayvanlar, birbirlerine gülümseyerek bakmışlar ve ormandaki dostluğun ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha anlamışlar.

O günden sonra, Bilge Baykuş geceleri yine gökyüzüne bakar ama bu kez Ay’ın karanlık yüzüne ulaşmaya çalışmazmış. Artık ormandaki dostları ve onların gösterdiği sevgi, onun için gökyüzündeki yıldızlar kadar parlakmış. Ay Dede de sanki Bilge Baykuş’un bu iç huzurunu onaylıyormuş gibi daha parlak ışığını ormanın üzerine serpiştiriyormuş. Ve Bilge Baykuş, her gece o parlak ışığın altında huzurla uyurmuş.

İşte, ormanda dostluğun ve hayallerin bir araya geldiği o geceden sonra, Bilge Baykuş’un gözleri daha da bilge olmuş. Çünkü şimdi sadece gökyüzünü değil, dostluğun değerini de biliyormuş.

Bilge Baykuş Masal Özeti

Bilge Baykuş masalında, ormandaki en bilgili baykuş olan Bilge, Ay’ın karanlık yüzünü görmeyi hayal eder. Bu hayalini duyan ormandaki tüm hayvanlar ona yardım etmek için planlar yapar, ama Ay’a ulaşmak zorlu bir yolculuktur. Eski dostu Kartal Gölge, baykuşu gökyüzünde yıldızlara doğru bir gezintiye çıkarır. Ay’a tam ulaşamasalar da Bilge, dostlarının çabasını ve sevgisini gördüğü için mutlu olur. Artık onun için en büyük haz Ay’ı görmek değil, dostluklarının verdiği ışık olmuştur.

Zeynep Aksoy

Merhaba herkese! Ben Renkli Rüya Zeynep! 2000 doğumlu, Ankara'nın sıcacık kucaklarında büyüdüm. Küçük bir ressam olarak başladım ve şimdi kendi masallarımı resimlerle hayata geçiriyorum. Renklerin büyülü dünyasına hoş geldiniz!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu