Şakacı Penguenler Masalı
Kutup diyarının gizemli sularında, renkli penguenlerin eğlenceli maceraları başlıyor! Hazır mısınız bu büyülü dünyaya adım atmaya? 🐧❄️
Uzun yıllar önce insanlardan uzak mı uzak, aşılması zor, okyanusun o engin sularının üstünde buzullarla kaplı gizemli bir yer varmış. Burada öyle değişik ve sevimli canlılar yaşıyormuş ki saymakla bitmiyormuş.
Balina, fok balığı, kutup tilkisi, deniz aslanları, ren geyiği, kutup tavşanı ve penguenler bir aradaymış. Soğuğa inat bu sularda yaşam bambaşka güzellikte geçiyormuş. Güneş bulutun arkasına gizlendi mi hava kapanır ortalık daha da soğurmuş.
Her yıl olduğu gibi penguenler arasında tatlı bir telaş başlarmış. Baba penguenler ayaklarının üzerine aldığı yumurtayı büyük bir özenle taşır, anne penguenler ise doğacak yavruları için yiyecek toplamaya çıkarlarmış.
Okyanusun soğuk sularına dalarak balık avlarlarmış. Derken yumurtalar teker teker çatlamış ve içinden minik penguen yavruları görünmüş. Anne ve baba penguenler mutluluktan havaya uçmuşlar. Anne penguenler hemen yavrularını beslemiş.
Artık bütün aile bir aradaymış. Yavrular karınları doyunca annelerinin sıcak tüyleri arasında yerlerini alırlarmış. Ardından da mışıl mışıl uyurlarmış. Günler geceleri kovalamış. Küçük afacanlar büyümüş. Yerlerinde duramaz olmuşlar.
Sık sık bir araya gelip oyunlar oynuyorlar, karanlık çökmeden annelerinin yanına gidiyorlarmış. Herkes halinden çok memnunmuş. Artık yiyecek aramaya baba penguenler gidiyorlarmış. Üçer beşer gruplar halinde avlanır, topladıkları yiyecekleri kendi aralarında paylaşırlarmış.
Anne penguenler de yavrularına oyunlar ve şarkılar öğretiyorlarmış. Küçük Penguenler arasında iki arkadaş varmış ki onlar diğerlerinden oldukça farklıymış. Ne giyimleri ne de yaptıkları hareketler hiçbir yavruya benzemiyormuş.
Sürekli etrafta koşuşturup şaka yapıyorlarmış. Herkes onlara şakacı penguenler demeye başlamış. Yaptıkları şakalara en çok da kendileri gülüyormuş. Hele bir de o giyinmeleri yok mu? Birisi sırtına pelerin alıp kafasına kırmızı parlak bir şapka takıyormuş.
Öteki ise Boynuna atkı bağlayıp kanadıyla da baston tutuyormuş. Şakacı penguenler ne yapsa arkadaşları hemen gülüyormuş. Yavru penguenler oyunu bir kenara bırakıp iki kafadarı izlemeye koyuluyorlarmış.
Hatta şakalar bitince yavrular kanatlarını çırparak onları ödüllendiriyorlarmış.
Bir gün şakacı penguenlerin aklına müthiş bir fikir gelmiş. Kimse görmeden küçük bir kutup tavşanını alıp şapkaya saklamışlar. Doğruca yavru penguenlerin yanına gitmişler. Herkesi etrafına toplamışlar. İçlerinden biri hokus pokus dedikten sonra şapkadan tavşanı çıkarmış.
Yavru penguenler gözlerine inanamamış. Heyecanla kanat çırpmışlar. Şakacı penguenler sayesinde yavruların günleri oldukça neşeli geçiyormuş. Onları izleyen penguen sayısında da büyük bir artış olmuş. Her şey güzel devam ederken iki kafadar fazla ilgiden dolayı gittikçe şımarmaya başlamış.
Sırf etrafındakileri güldürebilmek için bazılarını itip kakıyor, bazılarını da düşürüyorlarmış. Bu yaptıkları davranışlara yavru penguenler çok şaşırıyorlarmış.
Günlerden bir gün yavru penguenler kendi aralarında oynarken bizim şakacı penguenler gelmiş. Bir türlü rahat duramamışlar. İki kafalar fısıldaşmış ve arkadaşlarına hızlıca çarpmış. Yavru penguenler aniden buzların üzerine kayarak yuvarlanmışlar. Denizin içine düşmüşler. Diğer arkadaşlarının da üstüne su sıçramış ve sırılsıklam olmuşlar.
Şakacılar ise bitmek bilmeyen kahkahalarını ardı arkasına sıralıyorlarmış. Yavru penguenler denizden karaya çıkıp tüylerini silkelemişler. Böylece kürklerindeki fazla sudan da kurtulmuşlar. Arkadaşları, şakacı penguenlere kızgın bir ifadeyle bakıyorlarmış. Onlar da gülmeyi bir kenara bırakmış.
Yavru penguenlerin her biri ailesinin yanına gitmiş. İki kafadar ise ortada kalakalmış. Birbirleriyle göz göze gelmişler. Biraz sustuktan sonra tekrar gülmeye başlamışlar. Onlar ne kadar eğlense de arkadaşlarının keyfi kaçmış.
İçlerinden bazıları şakacı penguenlere küsmüş, kimisi de selam bile vermek istemiyormuş. Derken tüm Penguenler günün yorgunluğunu atmak için uykuya dalmışlar. O sırada şakacı penguenlerden biri diğer arkadaşını uyandırmaya gitmiş.
Amacı yeni bir şaka hazırlamakmış. Kanadıyla dokunarak onu uykudan kaldırmış.
“Haydi uyan ne miskin miskin yatıyorsun. Daha yapılacak çok işimiz var. Penguenlere öyle bir şaka yapalım ki bir daha unutmasınlar. Böylece herkes bizi konuşsun” demiş.
Diğeri de çok heveslenmiş.
“Nasıl bir şaka düşündün anlat artık çatlatma beni.” diyerek karşılık vermiş.
Şu fırçaları ve boyaları görüyor musun? beni takip et çok eğleneceğiz. Penguenlerin beyaz tüylerini renk renk boyadık mı işlem tamam. demiş. İkisi de gülerek işe koyulmuş. Boya kutularını açmışlar. Derin uykulu olan penguenlerin her birini farklı bir renge boyamışlar. Sonra da boyaları ve fırçaları saklamışlar.
Ardından da güle oynaya oradan uzaklaşmışlar. Aradan saatler geçmiş ve uyanan penguenler çığlık atıyormuş. Seslerden ve kargaşadan herkes ayağa dikilmiş. Birbirlerine bakıyorlarmış. Bir tek şakacı penguenlerin beyaz tüyleri boyanmamış.
Biri öne çıkmış ve ”Bizi palyaço gibi yapan kim? Çabuk öne çıksın. Bu kadarı da fazla artık. Şakacılar söyleyin bakalım sizde neden boya yok yoksa siz mi yaptınız?” diyerek tahminde bulunmuş. İki kafadar kendini tutamamış ve sesle gülmeye başlamışlar.
Ardından, ”Evet biz yaptık, hepiniz de çok komik görünüyorsunuz.” deyip üste çıkmaya çalışmışlar.
En çok da şakacı penguenlerin anneleri bu işe tepki göstermiş. Yavrularını yanlarına almışlar ve onlara çok sert bakmışlar. Fırtınanın her an kopacağı apaçık belliymiş.
Annelerden biri daha fazla dayanamamış ve söze girmiş. Amacı onlara güzel bir ders verebilmekmiş.
Yaptıklarınızı beğeniyor musunuz? Şöyle bir düşünün. Şaka hiç böyle olur mu? Birisini üzerek, ortalığı kırıp geçirerek, şu ana kadar sustuk ve sizi izledik. Belki bir gün durursunuz diye bekledik. Israrla anlamamaya devam ediyorsunuz.
Arkadaşlarınızı bile bu yüzden kaybettiniz. Şimdi de çevrenizdeki komşuları. Evet, sıra size verilecek cezaya geldi. Herkesten tek tek özür dileyeceksiniz. Ha daha bitmedi isteyen olursa boyayı çıkarmaya yardım edeceksiniz. İşte o kadar.” diyerek susmuş.
Diğer şakacının annesi de, ”Bundan sonra ikinize de şaka yapmak yasak. Çünkü şaka yapmayı bilmiyorsunuz.” demiş.
Etraftaki penguenler de verilen cezaları yeterli bulmuşlar. Şakacı penguenler gün boyunca ne kadar penguen varsa hepsinden tek tek özür dilemişler. Kimisinde üzerindeki boyaları çıkarmak için saatlerce uğraşmışlar. Yorgunluktan bitkin düşmüşler. Ama ilk defa hayattan güzel bir ders almışlar.
Çevresindekilere zarar vererek, onların karşısına geçip gülmenin ne kadar yanlış bir davranış olduğunu en sonunda anlamışlar. Bu arada annelerinin gönlünü almayı da ihmal etmemişler. Onlar da bir daha şaka yapmamış ama isimleri ömür boyu hep aynı kalmış.