Yağmurun Hüznü Masalı
Gelin çocuklar, bugün sizlere büyülü bir dünyanın kapılarını aralıyorum! Masal diyarına hoş geldiniz. Burada, gökyüzünden yerin derinliklerine kadar uzanan büyülü maceraları keşfedeceğiz. Sizler için özel olarak seçtiğimiz bu masal, heyecan dolu anlara, dostluk ve umut dolu yolculuklara davet ediyor sizi. Hazır mısınız? Öyleyse buyurun, büyülü dünyamızın kapıları aralanıyor! 🌟
Evet çocuklar bugünkü masal oku 4 yaş kategorisinde yer alan bu masalı bakalım nasıl bulacaksınız, yorumlarda bekliyorum.
Zamanın birinde sıra sıra ağaçların göğe doğru yükseldiği küçük ve sevimli bir kasaba varmış. Bu kasabada Ada isminde küçük bir kız yaşarmış. Arkadaşlarıyla oyun oynamayı çok severmiş.
Bir gün arkadaşları ile birlikte hafta sonu piknik yapmaya karar vermişler. Günler su misali akıp gitmiş ve hafta sonu gelip çatmış.
Ada yatağından doğrulmuş ve mutfağa geçmiş. Tam o sırada gök gürültüsünü duymuş. Annesiyle birlikte mutfaktaki camdan dışarıya bakmışlar.
Bir de ne görsünler Şakır şakır yağmur yağıyor. Annesi bu havada kimsenin pikniğe gitmeyeceğini söylemiş. Ada odasına geri dönmüş. Öylece yağmuru izliyormuş. Gözlerinden yaşlar inmeye başlamış. Hevesi yarım kalmış.
Yüksek sesle, ”Keşke hiç yağmur yağmasa, lütfen bu son olsun ve bir daha asla yağmur yağmasın” demiş.
Küçük kızın bu isteği kalbinin ta derinliklerinden akıp, dileği bir anda gerçek olmuş. Bulut da hüzünlenmiş.
Yağmur olmadan hayat olmaz yaşasın da görsünler bakarım diyerek üzülmüş. Bu durum, ada ve arkadaşların ilk başta çok hoşlarına gitmiş.
Artık ne zaman isteseler gün boyu koşup oynuyor pikniğe gidebiliyorlarmış.
Derken yaz mevsimi ortalığı kasıp kavurmuş. Kasaba halkı sıcaktan eve kapanır olmuş. Ada ve arkadaşları etrafta bir damla su arayan kuşları görmüş. Toprağın üstü yer yer çatlamış. Çiçekler boynunu bükmüş. Koca dere ufak bir su birikintisi olarak kalmış.
Arkadaşı yağmur yağmazsa böyle olur diye tepkisini dile getirmiş. Ada ilk defa yağmur yağmadığına üzülmüş.
Eve Gittiğinde de çeşmenin ip gibi ince aktığını görmüş. Ada hatasını anlamış ve kendini suçlamış.
Kasabanın en bilgini ve en yaşlısı olan Bilge Dede’ye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge dede şimdi neden yağmur yağmadığını anlamış. Çünkü bulut adaya küsmüş.
Bilge dedenin Merkür adında oldukça irice bir kuşu varmış. Onunla birlikte bulutlara doğru ada yükselmiş. Amacı tüm kasaba halkını susuzluktan kurtarmakmış.
Az gitmiş, uz gitmiş. Masmavi göğün üstünde beyaz bulutları görmüşler. Ada bulutun ne kadar üzgün olduğunu kendi gözleriyle görmüş.
Buluttan özür dilemiş, pişmanlığını dile getirmiş, bir yandan da ağlamaya başlamış.
Bulut, adayı hemen affetmiş, dayanamamış. Küçük kızın sözleri onu da etkilemiş. Bulut’un gözlerinden damla damla akan yaşlar, kasabaya yağmur olarak inmiş.
Yağmur yağdığını gören kasabalı çok sevinmiş.
Ada ise buluta teşekkür edip vedalaşmış ve evine dönmüş.
Küçük kız bu yaşadıklarından çok büyük bir hayat dersi almış.
Mutsuz olan kasaba halkı eski ve güzel günlerine böylece geri dönmüş.