Uyuyan Güzel Masalı – Grimm Kardeşler

Uyuyan Güzel masalımıza hoş geldiniz.Bir varmış, bir yokmuş. Uzak mı uzak diyarlarda çok mutlu insanların yaşadığı bir ülke varmış. Bu ülkenin kral ve kraliçesinin en büyük dilekleri bir çocuklarının olmasıymış.

Günlerden bir gün kraliçe havuzdayken bir kurbağa ortaya çıkarak “Kraliçem senin dileğin gerçek olacak. Bir yıl içinde bir çocuk sahibi olacaksın” demiş ve ortadan kaybolmuş.

İnanılmaz bir şekilde kurbağanın söylediği bir yıl içinde gerçek olmuş.

Kraliçe gerçekten çok güzel bir kız çocuğu dünyaya getirmiş. Bebekleri o kadar güzel, o kadar güzelmiş ki güzelliğiyle adeta sarayı ışıl ışıl aydınlatıyormuş.

Bu yüzden ismini Aurora koymuşlar. Çünkü Aurora ışık demekmiş.

Kral o kadar sevinçliymiş ki, uşaklarına kızının doğumu şerefine büyük bir şenlik düzenlemelerini emretmiş. Şenliğe yalnız akraba ve eş dostlarını çağırmakla kalmamış, 12 tane iyilik perisini de davet etmiş.

Kralın amacı, şenliğe gelen herkesin kızlarını hayatları boyunca hep koruyup gözetlemeleriymiş. Büyük bir masa kurulmuş, her gelen gece boyunca güzel güzel yemeklerden yemiş, Prenses için yapılan güzel şerbetlerden içmiş.

Gecenin sonunda, sıra hediye törenine gelmiş.

Herkes türlü türlü aldığı hediyeleri Prensesin beşiğinin yanına bırakmış. Ve sıra on iki periye gelmiş. On bir tane peri hediyelerini verdikten sonra bir anda bir toz bulutu kaplamış etrafı. Ve herkes çok korkmuş.

Toz bulutunun içinden siyahlar içinde bir cadı çıkmış. Kral ve kraliçeye şenliğe davet edilmediği için çok sinirlendiğini söylemiş. Kraliçe hemen özür dilemiş ve telafi etmek istediklerini söylemiş. Ama ne fayda cadı yapmış yapacağını ve prenses için kötü bir lanette bulunmuş.

“Prenses 18 yaşına gelene kadar çok mutlu yaşasın ama 18 yaşına gireceği gün, gün batmadan eline bir iğne batsın ve derin bir uykuya dalarak bir daha hiç uyanmasın” demiş.

Daha sonra hemen geldiği toz bulutunun içinde kahkahalarla kaybolup gitmiş. Bu laneti duyan şenlikteki herkes prenses için çok endişelenmiş. O sırada prenses için son hediyeyi verecek olan 12. Peri demiş ki ”O zaman ben de prenses için diliyorum ki 18 yaşında cadının laneti gerçekleşirse eğer bir prensin prensesi öpmesiyle lanet bozulsun ve prenses uyanabilsin demiş.

Haftalar ayları kovalamış, aylar yılları. Derken prensesin 18. Yaş günü gelmiş, çatmış.

O güne kadar kral ülkedeki bütün iğneleri toplatıp yaktırmış. Bütün önlemleri aldığına inanıyormuş ama yine de kızı için endişeleniyormuş. O yüzden kızının doğum gününde prensese odadan çıkmasını yasaklamış, kapıya da iki tane nöbetçi koymuş.

Prenses bu duruma çok üzülmüş. Çünkü odada tek başına canı çok sıkılıyormuş. Tam o sırada duvarda altın renkli bir kapı belirmiş. Prenses büyülenmiş gibi gidip kapıyı açmış. İçeride bir kadın dikiş dikiyormuş.

Yanına gitmiş ve kadının omzuna elini koyup ”Ne yapıyorsunuz öyle?” diye sormuş. Yaşlı kadın cevap vermiş. ”İplik eğiriyorum. Orada öyle durma hadi. Sen de gel yapmayı dene.” demiş.

Prenses ipi ve iğneyi eline almış. O anda olanlar olmuş. İğnenin sivri ucu prensesin parmağına batmış. Ve prenses oracıkta yüzyıllık bir uykuya dalmış. Kral ve kraliçe bu duruma çok ama çok üzülmüşler. Hemen 12 periyi yanlarına çağırıp perilere bir prens gelip kızımızı uyandırana kadar ülkedeki herkese uyku büyüsünü yapın. Ancak kızım da uyandığında hepimiz uyanalım diye emretmişler.

Periler bu isteği hemen gerçekleştirmiş ve ülkedeki herkes bir anda uykuya dalmış. Zamanla bu hikaye diğer ülkeler arasında yayılmış ve prensesin adı Uyuyan Güzel‘e çıkmış.

Aradan yıllar geçmiş, günlerden bir gün başka bir ülkede yaşayan yakışıklı bir prens sarayın yakınlarından geçiyormuş. Merak edip terk edilmiş gibi görünen sarayın hikayesini yanındaki askerlere sormuş. Onlar da daha önceden duydukları uyuyan güzelin hikayesini prense anlatmışlar.

İyice meraklanan prens hemen sarayın kapısından içeri girmiş. Bir bakmış ki sarayda herkes ama herkes olduğu yerde uyuyormuş. Sarayın içinde gezerken kapısı yarım açık bir kapı dikkatini çekmiş. İçeri girer girmez güzeller güzeli prensesi yatağında çiçekler içinde uyurken görmüş.

Güzelliği anlatıldığı kadar varmış. Prens o kadar çok etkilenmiş ki hafifçe eğilip Prensesin alnına bir öpücük kondurmuş. Beklenen olmuş. Perinin seneler önce yaptığı iyilik büyüsü gerçekleşmiş ve prenses uyanmış.

O uyanınca saraydaki herkes bir anda uyanmış. Kral ve kraliçe hemen prensesin odasına koşmuşlar. Prens olan biteni hepsine anlatmış ve prensesle evlenmek istediğini söylemiş.

Prenses de bu teklifi evet deyince Kral ve kraliçe onlara kırk gün kırk gece düğün yapmışlar.

Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Gökten üç elma düşmüş, biri uyuyan güzelin, biri prensin, Biri de siz çocukların başına.

Hakan METİN

2011 yılından bügüne dijital dünya'da projeler üretiyor, bir çok markaya yazılım desteği sağlıyorum. İçerik üretmek ve kendini farklı alanlarda da geliştirmek adına masal kedisi üzerinde içerikler üreterek desteklerinizi bekliyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu