Kral Çıplak Masalı – Andersen Masalları
Zamanın birinde kendini beğenmiş bir kral varmış. Hayattaki tek hobisi, şık elbiseler giymekmiş. Saat başı bir elbise değiştirir ve her birini halkına göstermeye bayılırmış. Kralın bu gösteriş düşkünlüğü ülkesinde, hatta dış ülkelerde bile bilinmekteymiş.
Kralın bu zaafını öğrenen iki hilekar, bundan faydalanmaya karar vermiş. Sarayın kapısına gelip kendilerini tanıtmışlar. “Biz çok tecrübeli iki terziyiz. Kendimize has bir kumaş dokuma metodumuz var. Bu kumaş öyle hafif ve incedir ki sadece akıllı olmayan insanlar bu kumaşı göremez” demişler muhafaza. Baş vezirde bu inanılmaz haberi krala yetiştirmiş. Konuyu çok merak eden kral iki hilekarı görmek istemiş.
Majesteleri, kumaşımız görünmezliğinin ötesinde, renk ve şekil olarak özellikle sizin için dokunacak demiş kurnaz terziler. Kral derhal işe başlamaları için adamlara bir kese altın vermiş. Terziler bir dokuma tezgahıyla kaliteli ipekten ve altından bolca iplik istemişler ve dokumaya başlamış süsü vermişler.
Kral birkaç gün sonra baş vezirini çağırmış ve git bir bak bakalım işler nasıl gidiyor diye emretmiş. Baş veziri karşılayan dolandırıcılar bitirmek üzereyiz demişler. Şu renklere bakın şu yumuşaklığa bir dokunun diye devam etmişler. Yaşlı adam tezgahın üzerine doğru eğilmiş ve kendi kendine Ben bir şey göremiyorum, ben bir aptalım diye söylenmiş. Sonra da ne eşsiz kumaş, mutlaka krala söyleyeceğim demiş.
Çok zaman geçmeden ölçe almak için kralın yanına çıkmışlar. Ellerinde kumaş varmış gibi göstererek, işte majesteleri, özel kumaşımız bu, ne düşünüyorsunuz demişler. Kral bir şey göremeyince paniğe kapılmış, aptal olduğunu düşünmüş. Anlamasınlar diye de kumaşın çok güzel olduğunu söylemiş.
İki dolandırıcı, kralın ölçülerini almışlar. Sonra da işe koyulmuşlar. Havayı makasla kesiyorlar. Aslında olmayan parçaları birbirine tutuşturuyorlarmış. Prova için krala dönerek, üzerinizdekileri çıkarmanız gerek demişler. Görünmez elbiseyi krala giydirmişler. Hiç kimse bir şey görmüyormuş ama bir şey de söyleyemiyorlarmış.
Herkes çok güzel bir elbise diyormuş. Baş vezir krala, halkının onu yeni kıyafetiyle görmek istediğini söylemiş. Kral önce halkın önüne çıkmak istememiş. Ama sonra kendi kendine sadece aptallar göremeyecek nasıl olsa diye düşünmüş.
Bütün halk meydanda toplanmış. Herkes kralı daha iyi görebilmek, komşularının ne kadar aptal olduğunu anlamak için oraya gelmiş. Kral geçerken kalabalıktan büyük hayranlık sesleri yükseliyormuş. Kimse kendine aptallığı yakıştıramıyormuş. Belli etmemek için iltifatlar yağdırıyorlarmış.
Bu arada bir çocuk arabaya yaklaşarak ”Aa, kral çıplak” diye bağırmış. Bunun üzerine kalabalıktan bir homurdanma yükselmiş. Herkes kral çıplak diye bağırıyormuş.
Kral da gerçeği anlamış ve çok utanmış. Ama herkes kendini aptal zannetsin diye hiç istifini bozmadan sarayına kaçmış. Dolandırıcı terzilerde altınları alıp güle oynaya ülkeyi terk etmişler.