Altın Öğüt Masalı – Eğitici Uyku Masalları

Çocuklar için eğitici uyku masallarına hoş geldiniz, bugün Ali ve Veli adında iki kardeşin macerasına birlikte katılıyoruz.

Bir zamanlar, altın sarısı buğdayların bele kadar yükseldiği bir tarla varmış. Bu tarlanın sahibi yaşlı bir çiftçi imiş. İki de oğlu varmış. Biri Ali, biri Veli imiş. Hep birlikte güneş doğmadan uyanır, ellerinde yiyeceklerle yola koyulurlarmış.

Tarlaya geldiklerinde herkes bir işin ucundan tutar, akşama kadar çalışıp didinirlermiş. Çiftçi, ilerleyen yaşına rağmen en az çocukları kadar iş yapıyormuş. Yaşlı çiftçinin vücudu bu ağır çalışma koşullarına daha fazla dayanamamış. Hastalanıp yataklara düşmüş.

Durumunun ciddi olduğunu düşünerek karısından oğullarını yanına çağırmasını istemiş. Ali ve Veli üzgün bir şekilde odaya girmişler.

Yaşlı çiftçi, “Evlatlarım, benim söyleyeceklerimi can kulağı ile dinleyin. İşte size altın öğüt. Yaşamınız boyunca durmadan yılmadan sabırla çalışın. Mutlaka bir gün emeğinizin karşılığını alırsınız. Sizlere bırakabileceğim bu bahçeli ev, bir de ömrünüzün sonuna kadar geçiminizi sağlayacak olan tarla. Tar kendi aranızda ikiye bölerek paylaşın. Böylece kesenize de eşit miktarda para girer.” dedikten sonra hayatı gözlerini yummuş.

İlk günlerde çok zorlansalarda babalarının yokluğuna daha sonra alışmışlar. Miras paylaşımına sıra geldiğinde Ali haksızlık yaparak tarlanın büyük bir kısmına sahip çıkmış. Veli ise ses çıkarmamış. O sadece işine dört elle sarılacakmış. Babasının altın öğütünü dinleyerek çok çalışacakmış.

Bir gün Ali’nin aklına bir fikir gelmiş. Çalışmak yerine tarlayı satacakmış. Hemen çarşıya inip bir alıcı bulmuş. Birlikte tarlaya gitmişler. Alıcı tarlanın parasını Ali’ye teslim etmiş. Bunu gören Veli hemen yanlarına koşmuş. Olan biteni öğrenince yol yakınken onu uyarmış ama dinletememiş. Ali paraları sayarak oradan uzaklaşmış ve Uzak diyarlara gitmiş.

Akşam olmuş. Ali ortalarda yokmuş. Veli her şeyi annesine anlatmış. Bir yandan da annesini teselli ediyormuş. Oğluna, ”Ah oğul iyi ki sen babanın yolundan gidiyorsun. O buğdaylar sana altın olsun.” diyerek hayır dua etmiş. Aradan günler geçmiş, Ali bir şey almak için elini cebine attığında hiç parası kalmadığını görmüş.

Ali çaresiz evin yolunu tutmuş. Eve geldiğinde annesi onu sevgiyle karşılamış. Diğer taraftan Veli elindeki küreği toprağa vurduğunda sert bir cisme çarpmış. Bir bakmış ki altın dolu bir küp. Doğruca evin yolunu tutmuş. Veli gülle oynaya içeri girmiş. Altın dolu küpü annesine göstermiş. Çok sevinmişler.

Bir ara gözü ağabeyine takılmış. Gidip elini öpmüş. Ali ise yaptıklarından utanmış. Veli tüm iyi niyetini gösteriyormuş. Ağabeyiyle yeniden çalışmayı teklif etmiş. Ali’nin sattığı tarlayı altınlar sayesinde geri almış. Babalarından kalma tarla sayesinde bir omur boyunca bolluk ve bereket içinde yaşamışlar.