Aç Tırtıl Masalı
Bir varmış, bir yokmuş…
Kocaman yeşil bir yaprağın üstünde, minicik bir yumurta güneşin sıcak ışıklarıyla parlamaya başlamış. Derken, bir sabah, o minicik yumurta çat diye çatlamış ve içinden minicik bir tırtıl çıkmış. Ama bu tırtıl… o kadar açmış ki!
Minik tırtıl, “Acıktııım!” diye homurdanmış. Karnı zil çalıyormuş, ama ne yapsın? Hemen yiyecek bir şeyler aramaya koyulmuş.
Pazartesi günü tırtıl bir elma bulmuş ve çıt diye kocaman bir ısırık almış. Ama o da ne? Hâlâ aç!
Salı günü iki armut bulmuş. Çıt, çıt! Onları da yemiş. Ama karnı yine doymamış.
Çarşamba günü üç erik bulmuş. Çıt, çıt, çıt! Ama yok, bu minik tırtıl hâlâ açmış!
Perşembe günü dört çilek bulmuş. Çıtırtılar artmış! Çıt, çıt, çıt, çıt! Ama karnı hâlâ açmış!
Cuma günü tırtıl beş portakal bulmuş. Çıt, çıt, çıt, çıt, çıt! Sonra bir bakmış ki, karnı hâlâ gurul gurul ediyor.
Ama asıl macera Cumartesi günü başlıyormuş! Tırtıl ne bulduysa yemeye başlamış:
- Bir parça çikolatalı kek,
- Bir dondurma külahı,
- Bir salatalık turşusu,
- Bir dilim peynir,
- Bir sosis,
- Bir lolipop,
- Bir vişneli pasta,
- Bir sosisli sandviç,
- Bir karpuz dilimi…
Ve işte o zaman, minik tırtılın karnı çatlayacak gibi olmuş! “Of… bu sefer biraz fazla yedim galiba,” demiş tırtıl. Karnı o kadar şişmiş ki, ağrımaya başlamış.
Pazar günü olmuş. Tırtıl sadece taze bir yeşil yaprak yemiş. Ve o zaman karnı rahatlamış. “Ohhh, işte bu! Tam da ihtiyacım olan şey,” demiş tırtıl.
Ama tırtıl o kadar çok yemiş ki artık küçük bir tırtıl değilmiş. Kocaman, tombik bir tırtıl olmuş!
Sonra bir gün tırtıl kendine güzel bir koza yapmış ve içine girmiş. Orada tam iki hafta boyunca uyumuş.
Ve sonunda, o kozanın içinden… Minik tırtıl bir kelebek olarak çıkmış! Artık aç değilmiş çünkü uçabiliyormuş ve rengârenk kanatlarıyla gökyüzünde süzülerek mutlu mesut yaşamış!