Keloğlan’ın Aklı Masalı – En Sevilen Keloğlan Masalları
Keloğlan bir gün dolaşırken bir bey’in ait konağın önünden geçiyormuş. Beyin güzeller güzeli kızını pencereden görünce ona aşık olmuş. Bu kızla evlenmek istiyormuş. Keloğlan kızı isteyecek kimsesi olmadığından beyin konağına giderek kızı kendine istemiş.
Bey kızını Keloğlan’a verir mi? Üstelik çok kızarak onu zindana attırmış. Bir gün padişah bu beye bir sopa göndermiş. Ondan sopanın hangi ucunun daha ağır olduğunu söylemesini istemiş. Bilemezse ona ağır bir şekilde cezalandıracağını bildirmiş.
Bey sopayı eline alarak dikkatlice incelemiş. Hangi ucun ağır olduğunu bir türlü anlayamamış. Hemen vezirlerini çağırarak durumu anlatmış. Onlar da ağır ucun hangisi olduğunu bir türlü anlayamamışlar. Bey ne kadar bilgin varsa konağına çağırıp onlardan ağır ucu bulmalarını istemiş. Fakat bilginler bir sonuca varamamışlar. Çünkü sopanın her iki ucuda aynı görünmekteymiş.
Bey soruya kimsenin bir cevap veremediğini görünce oturup kara kara düşünürken kızı gelmiş. Bir de zindanda yatan Keloğlan’a danışalım. Belki o bir çözüm bulabilir.” demiş. Bey çaresiz hemen Keloğlan’ı zindandan çıkararak ona olup bitenleri anlatmış.
Keloğlanın aklına parlak bir fikir gelmiş. Sopayı suya atın. Hangi uç ağırsa suya batar demiş. Keloğlanın dediği gibi sopayı suyun içine bırakmışlar. Sopanın ağır olan ucu suyun içine batıvermiş. Bey buna çok sevinmiş. Ağır olan uca işaret koyup hemen padişaha yollamış. Padişah hemen beye haber yollamış. Soruyu bilen kişiyi sarayına çağırmış. Ona bir sorum daha var. Eğer doğru yanıtı bilemezse beyin kellesi gider. Demiş.
Bey keloğlanı yanına çağırıp olup bitenleri anlatmış. Kendisine yardımcı olmasını istemiş. Keloğlan bunu bir şartla kabul etmiş. Soruları bilip geri gelirsem kızını bana vereceksin. Bey, Keloğlan’ın şartını kabul etmek zorunda kalmış. Karşısına yaşlı birinin geleceğini sanan padişah, keloğlanı görünce şaşırmış. Beyin gönderdiği en akıllı sensin öyle mi? Diye ona takılmış.
Padişah sorusunu yöneltmiş. Bil bakalım sence gökyüzünde kaç tane yıldız var? Bizim eşeğin üzerindeki kıl sayısı kadar padişahım. Peki nereden biliyorsun? Diye yine sormuş padişah keloğulana. İnanmıyorsanız sayında görün padişahım demiş. Eşeğin kılları hiç sayılır mı? Bu yüzden Padişah cevabını doğru saymış ve çok beğenmiş. Ona bir deve yükü altın hediye etmiş.
Keloğlan zengin biri olarak beyin huzuruna çıkmış. Bey de ona hayatını kurtardığı için teşekkür etmiş. Verdiği sözü tutup kızını onunla evlendirmiş. O günden sonra Keloğlan mutlu bir hayat sürmüş.