Çizmeli Kedi Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, uzak bir ülkede, bir değirmenci ve üç oğlu yaşarmış. Ancak değirmenci, bir gün iyice yaşlanmış ve bu dünyadan göçüp gitmiş. Oğulları buna çok üzülmüşler.

Değirmenci ölmeden önce büyük oğluna değirmeni, ortanca oğluna eşeğini, küçük oğluna da kedisini miras bırakmış. Küçük oğlu bu duruma çok üzülmüş. Kedi ne işine yarar ki insanın diye yakınmış. Kedi bunu duymuş ve hemen dile gelip cevap vermiş.

Kötü bir mirasa sahip olmadığınızı göreceksiniz efendim. Bana boş bir çuval, bir çifte çizme, şapka, eldiven ve pelerin verirseniz neye yarayacağımı göreceksiniz demiş.

Şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalan küçük kardeş kedinin istediklerini yapmış. Kedi kıyafetleri giyince ayna karşısına geçmiş ve kendini çok beğenmiş. Sonrakilerden taze bir marulla güzel bir havuç seçip ormanın yolunu tutmuş.

Ormana varınca içinde marulla havucun olduğu çuvalın ağzını açmış. Ardından bir ağacın arkasına saklanıp beklemeye başlamış. Çok geçmeden taze sebzelerin kokusunu alan küçük bir tavşan çuvalın yanına gelmiş. Zıplayıp içine atlamış.

Kedi saklandığı yerden çıkıp çuvalın ağzını sıkı sıkı bağlamış. Ancak çizmeli kedi, tavşanı efendisine götürmek yerine doğruca sarayın yolunu tutmuş. Saraya geldiğinde, Krala görüşmek istediğini söylemiş. Kapıda nöbetçi olan askerler kedinin konuşuyor olmasına o kadar şaşırmışlar ki bu istediğini reddedememişler. Kediyi taht odasına götürmüşler.

Kedi kralın huzuruna çıktığında yere eğilip saygıyla kralı selamlamış.

Saygıdeğer kralım, size efendimden bir hediye getirdim demiş. Sizden bir hediye getirdim demiş. Bu hediye kralın çok hoşuna gitmiş. Üç ay boyunca çizmeli kedi saraya o kadar çok hediye götürmüş ki Kral artık onun yolunu gözler olmuş. Derken çizmeli kedinin dört gözle beklediği gün nihayet gelip çatmış.

Sahibine koşup, efendim bana sakın neden diye sormayın ve bu sabah ırmağa gidip yıkanın demiş.

Çizmeli Kedi o sabah kralın prensesle yani kızıyla birlikte ırmağın kenarından geçeceğini biliyormuş. O sabah kral faytonuyla ırmağın yakınlarından geçerken çizmeli kedi telaşla yanlarına yaklaşmış. Yardım edin, yardım edin diye bağırmış. Efendim boğuluyor, yardım edin lütfen.

Kral hemen endişelenerek bir askerini ırmağa yollamış. Fakat çizmeli kedi bununla da kalmamış. Krala, efendisi ırmakta yüzerken hırsızların onun elbiselerini çaldıklarını söylemiş. Oysa çizmeli kedi, efendisinin elbiselerini çalıların arkasına kendisi saklamış.

Kral hiç gecikmeden çizmeli kedinin sahibine bir takım elbise de yollamış. Çizmeli kedinin sahibi kralın kendisini tanımasına çok şaşırmış. Ama akıllılık edip hiç sesini çıkarmamış. Yeni takımını güzelce giyindikten sonra askerler onu kralın faytonuna götürmüşler.

Çizmeli kedinin sahibi faytonun yanına geldiğinde Kral onu gideceği yere götürmek için faytonuna davet etmiş ve kızıyla tanıştırmış. Güzeller güzeli prenses bu genç adama bir bakışta aşık olmuş. O sırada çizmeli kedi izin isteyerek faytonun yanından ayrılmış.

Yolda, oradan çok da uzakta olmayan büyük bir tarlada ot biçen insanlara rastlamış. Hey beni dinleyin diye bağırmış. Kral bu yöne doğru geliyor. Size bu tarlaların kime ait olduğunu sorarsa ona efendime ait olduğunu söyleyeceksiniz. Eğer yapmazsanız hepinizi bu arazilerden kovdururum demiş.

Sonra çizmeli kedi bir süre daha koşmuş ve büyük bir tarlada buğday biçen adamlara rastlamış. Aynı şeyi onlara da söylemiş. Sonra tekrar koşmuş ve her rast geldiği insana aynı şeyleri tekrarlıyormuş. Derken orada yaşayan bir devin şatosuna varmış.

Kralın faytonu Çizmeli kedinin geçtiği yerlerden geçerken Kral her rast geldiği insana Bu tarlalar kime ait diye soruyormuş. Her defasında da aynı cevabı alıyormuş. Kral çizmeli kedinin sahibinin bu kadar çok toprağa sahip olmasına şaşırmış. Çizmeli kedinin sahibi de öyle.

Ancak bunun, kedinin bir planı olduğunu tahmin ederek yine hiçbir şey söylememiş. O sırada çizmeli kedi, devin şatosunda başka işler çevirmekle meşgulmüş. Şatoya geldikten sonra kapıyı çalmış. Dev kapıyı açtığında karşısında çizmeli kediyi görmüş.

Dev demiş çizmeli kedi. Senin aynı zamanda müthiş bir sihirbazlık gücünün olduğunu söylüyorlar, doğru mu bu? Dev, kedinin konuşmasına ve giydiği kıyafetleri şaşırdığından onu kovmamış. Onun yerine onunla konuşmaya başlamış. Ve sorusuna cevap verip öyle diyorlarsa öyledir demiş alçak gönüllülükle.

Örneğin istersen hemen bir aslana dönüşebileceğini söylüyorlar demiş çizmeli kedi. Bunu söyler söylemez dev Hemen kendini bir aslana dönüştürüvermiş. Çizmele kedi mükemmel ama fare gibi küçük bir şeye dönüşmek senin gibi cüsseli birisi için imkansız olmalı demiş. Dev imkansız mı diye kahkahalar atmış.

Benim yapamadığım hiçbir şey yoktur. Dev bir anda fareye dönüşmüş. Bu tam olarak çizmeli kedinin istediği şeymiş. Hemen ileri atlayarak fareye dönüşmüş devi bir lokma da yutmuş. Ardından da devin mutfağına girip birbirinden lezzetli yemeklerle dolu bir ziyafet sofrası hazırlamış. Derken kral, devin şatosuna varmış.

Çizmeli kedi, artık sahipsiz olan şatoyu sanki efendisininmiş gibi gösterecekmiş. Çizmeli kedi, kralın faytonunu şatonun yolunda karşılamış. Bu tarafa gelin demiş. Sizi bir ziyafet bekliyor. Bu varlıklı ve yakışıklı genç adamı kızına uygun gören kral kızıyla çizmeli kedinin sahibini evlendirmeye karar vermiş.

Çizmeli kedinin sahibi olanlara inanamıyormuş. Babasının mirası olan bu kedinin meziyetlerine çok şaşırmış. Neler olduğunda tam anlayamasa da hiç bozuntuya vermemiş.

O günün sonunda çizmeli kedinin sahibi ve prenses nişanlanmışlar. Bir hafta sonra da mükemmel bir düğünle evlenmişler. Çizmeli kediyse O günden sonra hep sahibinin mutluluğu için çalışmış. Onun yanından hiç ayrılmamış. Hep birlikte şatoda sonsuza dek mutlu yaşamışlar.